A Grubunda İkinci Maçlar


Uruguay Fransa karşısındaki oyununu daha zayıf Güney Afrika karşısında da oynayınca sahadan 3-0 galibiyetle ayrıldı. Forlan ve Suarez çok iyi anlaştılar. Forlan takımın herşeyi görünümünde, ortasahaya gelip top alıyor ve takımını atağa çıkarıyor. Suarez ise G. Afrika defansını ordan oraya koşan yapısı ile dağıttı. Pienaar'ın yorgunum demesi zaten kendisinden beklentilerin boşa çıkacağını gösteriyor. Bir şeyler yapması için bakılan tek isim ise Tshabalala oldu. Kaleci Khune'nin de atılmasından sonra iyice mücadele gücü de düşen Güney Afrika gruptan çıkma umudunu artık kaybetti. Uruguay Meksika mücadelesi merakla beklenen şu an için.




Fransa yine yoklara oynadı ve Meksika'ya 2-0 mağlup oldu. Fransa'nın 90 dakika boyunca net gol pozisyonu yoktu. Tek forvet anlayışı ile oynadıklarından geriden beklenen destek gelmeyince böyle oluyor. Anelka oyundan alındı Gignac girdi. Henry yine beklerken Domenech'e karşı olanların sesi daha haklı şekilde yükselir oldu. Meksika hırslı oynadı ve ortasahadan topu ileriye taşırken çok hızlı ve tek pasları tercih ettiler. Özellikle izlediğimiz Dos Santos çok iyi bir maç daha çıkardı. Salcido ilk maçtan ders çıkarmış olacak ki sol kanatını o kadar boş bırakmadı. Ters kanattan atak yerken takımı stoperlere sarılabilecek kadar yaklaşmadı. Ve Fransa'nın sağ kanat akınlarını tıkadı. Şimdi Fransa'nın çıkabilmesi için gereken Meksika ve Uruguay maçının berabere bitmemesi. Ve tabi turnuvada gol atabilmek. Halen bir tek golü bulunmuyor Fransa'nın.

H Grubunda İlk Maçlar 1 - 0


Şili Honduras'ı 1-0 mağlup etti. Çok etkili bir futbol vardı sahada Şili adına. Sürekli koşan, fizik güçleri yerinde, rakibe oyun kurma şansı tanımamak adına presten kaçınmayan ve ileri uçtaki çabuk oyuncularıyla gol yollarında etkili bir Şili izledik. Ve İspanya'nın da olduğu grupta gruptan çıkmak adına oynadıkları futbol umut verdi. Kanatta Vidal çok dikkat çekti. Takımını çok hızlı hucüma taşıdı ve uzaktan şutları tehlikeliydi. İleri uçta ise Alexis Sanchez ise özellikle takip edilmeli. Çok yetenekli ve çok hızlı. Yavaş savunmalar karşısında oldukça zorlanır. Honduras ise mücadele ediyor elinden geldiği kadar. Ama bu zorlu grupta şansları yok. İki maçta daha dünya kupası heyecanı yaşayacak belki bir takımın kaderini belirleyen olmaktan öteye gidemeyecekler.




En büyük favorilerden olan İspanya kolay geçmesi beklenen İsviçre karşısında bir gol ile mağlup oldu. İspanya maça tek forvet Villa ve ileri uç adamı olarak bir tek Silva ile başladı. Dört ortasahanın ortasına aşina ve hepsinin de öncelikli olayı oyun kurmak olan futbolculardan kuruluydu. Top yapan ve adam eksiltebilen İsviçre karşısında oldukça zorlanacakları ilk yarı belliydi. İkinci yarı golü güzel bir ara pası sonrasındaki pozisyonla buldular. Öne geçtikten sonra daha çok savunma yapmayı düşünen taraf İsviçre Eren Derdiyok'un kontra ataktan yaratacağı tehlikeli planladı. Nitekim saldıran İspanya'nın ikinci golü görmemesi direklerin sayesinde oldu. İspanya ileriye dönük futbolcuları oyuna aldıktan sonra iyi oynadı kale sahası önünde. Gol pozisyonları da yakaladı. Fakat oyuna sonradan dahil olan Torres çok gol kaçırdı. 25 şutun 17'si kaleyi bulmadı İspanya adına. Bu açıklayıcı bir bilgi olsa gerek. Bundan sonra Şili maçı final havasında geçecek onlar adına. Ama tek forvet ve bu ortasaha anlayışı ile Şili karşısında zorlanırlar diye düşünüyorum.

Gruptan Kimler Çıkar Anketi

Sizlerin oylarıyla 'gruptan kimler çıkar' anketlerimiz sonuçlandı. Birinci maçlar süresince yapılan oylamada tahminler şöyle:

A grubundan Fransa ve Uruguay çıkar.

B grubundan Arjantin ve Güney Kore çıkar.

C grubundan İngiltere ve ABD çıkar.

D grubundan Almanya ve Gana çıkar.

E grubundan Hollanda ve Kamerun çıkar.

F grubundan İtalya ve Paraguay çıkar.

G grubundan Brezilya ve Portekiz çıkar.

H grubundan İspanya ve Şili çıkar.

g grubu ilk maçları


g grubunun ilk maçı turnuvanın gruplarda en çok beklenen maçlarından fildişi sahili - portekiz maçıydı. gerek elemelerde, gerek hazırlık maçlarında rezalet performans gösteren, nani'nin de sakatlanmasıyla üstündeki yük gitgide artan bir portekiz en güçlü afrika takımı olarak görüldüğü için çokça desteklenen fildişi sahiliyle karşılaştı.
yıllar yılı altın jenerasyonunda dahi forvet sıkıntısı çekmiş portekiz, yine şaşaalı orta sahasının önünde liedson'a kalmıştı. fildişi'yse drogba'nın belirsizliğiyle sıkıntılı bir durumdaydı, yalnız drogba'sız fildişi'nin dişsiz file benzeyeceği yorumunu yapanları fena yanıltan bir oyun ortaya koydular. portekiz'in hücum silahlarını iyi kilitleyerek organize ataklarla bilinçli biçimde saldırdılar. karşılıklı sonu getirilemeyen ataklar ve güçlü orta sahalar ön plana çıkınca zevkli bir maç golsüz sona ermiş oldu.
fildişi drogba da gelince çok daha etkili bir ekip olacağı sinyalleri verirken portekiz 2006'da yakaladığı başarıya uzak gibi görünüyor. öyle ki favorisi olarak görüldüğü bu gruptan çıkamazlarsa eğer queiroz'un birinci adamlığı yeniden çokça sorgulanacaktır.

grubun akşamki maçındaysa futbolseverler bol gol ve tek kale maç umarken ikinci beklentileri boşa çıktı. zira, önceki maçlardan görüldüğü kadarıyla kuzey kore de dinamik bir futbol anlayışını benimsemişti ve fiziğe dayalı bir futbol oynamayan brezilya ilk yarı boyunca yüklense de savunmayı aşamadı ve kontra ataklarda zor anlar bile yaşadı.
ama, çağdışı antrenman teknikleri kullanan ve güney kore gibi kaliteli bir kadroya sahip omayan kuzey kore ikinci yarıda direnemedi ve kalesinde iki gol gördü.
bir parantez de jong tae-se'ye açmak gerekir tabii. kuzey kore takımı acayip bir ironi yaratırcasına bu adamın bireysel yeteneklerine bağlı. zaten kendisinin turnuva sonrası avrupa'ya yolculuğuna kesin gözüyle bakılıyor.
ayrıca bu maçın kuzey kore'de yayımlanmayacak olmasına ise söyleyecek söz bulamıyorum. kim jong-il'in, halkına bu tarz şeyleri şeyleri bile kısıtlayarak nereye varmaya çalıştığını bilemiyorum.

F Grubunda İlk Maçlar 1 - 1


Son şampiyon İtalya dirençli ve çok koşan Paraguay'a karşı özellikle ilk yarı oldukça zorlandı. İlk yarı genelinde Paraguay'ın ayağa tek pasları ve İtalyanlar oyun kurarken uyguladıkları pres görüldü. Enerjileri hiç bitmicek sandım bir ara. Bu iyi futbolları sahadayken yarı bitmeden gollerini de buldular. Cannavaro'nun üstünden hiç de zorlanmadan kafayı vurdu Alcaraz. İkinci yarı sanki başka bir İtalya gördük sahada, buna çok koşan ve yorulan Paraguaylıların da etkisi vardı. Pepe sazı eline aldı ve beni hayran bıraktı kendine. Sol kanatta her yere bastı, her aldığı topla dikine oynadı ve oldukça etkili oldu performansı. Pepe'ye en büyük yardımı Montolivo yaptı, beklenmedik şutları ve pas trafiğini iyi yönetmesi etkiliydi. Iaquinta ve Gilardino ileride pek bir şey yapamadılar. Forvette sıkıntı çekeceği aşikar İtalya'nın. Camoranesi bu takımda yer almalı diye düşünüyorum. Girdi ve takımın ateşine ateş kattı. Sert ve hırslı yapısı tam İtalya'nın tarzına göre fakat biraz daha sertliğine hakim olmalı. Paraguay açısından ise çok önemli bir puan alındı ve sahadaki futbol özellikle ilk yarı sergilenen umut verdi. Son vuruşları daha iyi yapmaları lazım, zira gol olan şuttan başka kaleci bulan şutları yok.

Ayrıca maçın Meksikalı hakemi Dünya kupası maçına yakışmayan bir yönetim gösterdi. Sonuca direk etki eden hatası olmadı ama İtalya'da Camoranesi'yi 2 kez affetti. İki defa kırmızı kart görmesi gerekirdi sert adamın. Bir diğer ayrıntı ise ; yine bir kaleci hatasından gelen gol. Boşa çıktı kaleci Villar ve De Rossi boş kaleye gönderdi.




Yeni Zelanda maçın başında Slovakya'ya ilerde pres uygulayarak bizi hafife almayın sinyali verdi. Daha sonra Slovakya maçın sonuna kadar oyunu hakimiyetine aldı. Etkili de oynadılar 50. dakikaya kadar golü bulamamaları şaşırtıcı oldu. Tanıdık bir isim Vittek kafayla attı golünü. Sonrası büyük bir teknik adam hatasından ibaret. Takımına oyunu rölantiye almasını iletmiş olacak ki Slovakya kendi yarı sahasında Yeni Zelanda'yı bekledi ve aldığı toplarla da golden ziyade pas yaparak dinlenmeyi düşündü. Yeni Zelanda'nın yapacağı pek bir şey yoktu maç böyle sıkıcı bir havada seyretti golden sonra. Nitekim 'maç 90 dakika ne olacağı belli olmaz' düşüncesi bu maç için gerçekleşti ve kimsenin beklemediği bir anda yandan kesinlen ortaya Reid kafayı vurdu. Birer puanı paylaştılar fakat bu sonuç Slovakya için umut yitirici oldu. Paraguay'la final tadında bir karşılaşmaya çıkacaklar. Yeni Zelanda bir puan aldı ama gruptan çıkmaları imkansız bu kadroyla.

Slovakya'da Fenerbahçe'nin yeni transferi Stoch'u izleyemedik sayılır. Aynı şekilde Beşiktaş'ın topçusu Holosko'yu da. Fakat bize kendini izlettiren ve dikkat çeken isim Weiss oldu. Çok teknik ve bileklerine hakim. Şovdan biraz daha kaçınıp görerek oynarsa Paraguay karşısında en büyük silahi olabilir Slovakların.

Japon Mucizesi



E grubunda Danimarka'yı alt edip bir üste çıkması beklenen Kamerun ilk maçında tökezledi. Üstelik hiç hesapta olmayan Japonya'ya karşı kaybetmesi şanslarını oldukça azalttı. Süper yetenek Eto'o ile, formda olan Webo ile bir gol bile bulamamalarındaki sebep ortasahasının işlememesi oldu. Fizikleriyle ortasaha hakimiyetini ele geçirceğini düşündüğümüz Kamerun, cılız Japon ortasahası karşısında oldukça zorlandı. Maçın başlarında uzun toplarla atak yapmaya çalışan Kamerunlular bunda başarısız olunca oyun kurucu durumundaki Makoun'un ayaklarına baktı. Makoun ise çok kötü bir maç çıkarttı, her topu hatalı kullandı, beklenilen ara toplarından eser yoktu sahada. Hatalı paslar furyasına katılan Kamerun defansı baskı bile yokken pas hataları yapmaya başlayınca Japon katı savunması başarılı sayıldı. Oyuna sonradan dahil olan Emana ise Makoun'dan adeta bayrağı almış gibiydi. Son dakikalarda top yapamayacağını anlayan Kamerun doldur boşalta yöneldi fakat bu da etkisiz oldu.Tek başına Eto'o'nun yapabileceği pek bir şey yoktu çünkü sahada çok yalnız kaldı. 86. dakikada Mbia'nın çatalda patlayan topu beraberliğe yaklaştıkları en net pozisyondu.

Japonlar için ise maç kendilerinin bile inanmayacağı şekilde gelişti. Savunmanın yan toptaki hatası sonucu boş kalan Honda'nın attığı golün üzerine maç boyu yattılar. Karşılarında etkisiz ve pas yapamayan bir takım olduğundan beklenmedik bir galibiyete kavuştular. Japonya'da öne çıkan isimler otoritelerin de tahmin ettiği üzere Hasebe, Honda ve Matsui gibi yetenekli isimler oldu. Böylelikle Japonlar ilk kez bir açılış karşılaşmasından galip ayrılırken, Kamerunlular ilk defa bir açılış karşılaşmasından mağlup ayrıldı.

Maç bu kadar sıkıcı ve futbol kalitesi düşük seyrederken, vuvuzela sesleri bir an için olsun susmaz ve kulakları tırmalarken, maçı anlatan Trt spikerinin futbolcuların isimlerini hatalı söylemesi ve ofsayt olan pozisyonun ardından ısrarla Japonların kaçırdığı golden bahsetmesi beni çok yordu. Ömer Üründür'lü Erdoğan Arıkan'a razıyım.

Hollanda'nın Işığı




Turuncusuyla, futboluyla her zaman Dünya Kupası'na renk olabilmiş Hollanda, uzun zamandır yenilmeyen bir takım olarak bu turnuvanın favorilerinden. Futbol adına yapılması gereken şeyleri yapan, akıllı oynayan, ancak Bendtner gibi bir forveti barındırarak olayı baştan kaybetmiş Danimarka'yı rahat yendi.

Büyük takıma dair beklentilerden en saçması da bence 'rakibi bunaltsın, vızır vızır oynasın, aksın gitsin' şeklinde olanıdır. Bugün Hollanda'nın futbolu 'bekleneni veremiyor' olarak değerlendiriliyorsa bir kez daha düşünmeliler bence. Her hatta topu birbirine ulaştırmayı başaran, rakibini pas yaparak yorabilen, en etkili ayaklarının yokluğuna rağmen gruptaki en dirençli rakibi rahatlıkla geçen bir takım için 'bekleneni veremiyor' demek gülünçtür.

İkinci yarı oyuna giren Elia, Hollanda'dan istenilen iki çalım, bir ara pası, şova yönelik futbolu tek başına yerine getirdi. Olayı da rahatlattı. Robben gelsin görün hele...

Öte yandan Hollanda ile ilgili hoşuma giden bir detay da geçmişe dönüp 1'den 11'e forma numaralarıyla çıkmaya karar vermiş olmalarıydı. 23 numaralı çıkıntı Van Der Vaart'a dikkat edesim gelmedi hoşuma giderken.

İzleyiciler